Bebeğiniz nasıl
gelişiyor:
Bebeğiniz, yaklaşık bir “Barbunya tanesi”
büyüklüğünde olmak üzere, 1,5-1.6 cm
uzunluğundadır. Bebeğinizin ellerinden ve ayaklarından,
perdeli el ve ayak parmakları,
çıkmaktadır, göz kapakları gözlerini hemen hemen kapatır, ve “kuyruğu” artık gitmek üzeredir. Kolları da
uzamıştır, elleri bileklerinden bükülmüş ve kalbinde kavuşmuştur. Diz eklemleri
şekillenmiştir ve ayakları vücudunun önünde kavuşacak kadar uzamış olabilir.
Beyninde, sinir hücreleri bir diğeriyle bağlantı kurmak üzere dallanıp
budaklanmakta ve ilkel nöral yolları şekillenmektedir
Bebeğinizin cinsiyetine dair hayaller kuruyor
olabilirsiniz, fakat dış cinsel organları bebeğinizin henüz kız mı yoksa erkek
mi olacağını açıklamaya yetecek kadar gelişmemiştir.
Sizin hayatınız nasıl değişiyor:
Sutyeninizin giderek sizi sıkmaya başladığını
fark edebilirsiniz. Yakında daha iyi desteği olan daha büyük bedene ihtiyacınız
olabilir. Artan hormon seviyeleri,
göğüslerde büyümeye yol açar ve bu
aslında emzirmeye hazırlıktır. Memeleriniz, hamilelik boyunca büyümeye
devam edebilir. Bunun özellikle ilk bebeğiniz olması halinde, birkaç beden
artış bile olabilir.
Yorgun
mu hissediyorsunuz? Hormonal değişiklikler – özellikle progesterondaki büyük
artış – yorgunluğunuza katkıda bulunuyor olabilir. Bulantı ve kusma da
kesinlikle enerjinizi düşürücüdür. Ayrıca, bu aralar muhtemelen gece bile uyanıp idrar yapma ihtiyacı
hissediyorsunuzdur ki bu durum iyi bir gece uykusu uyumanıza engel olabilir
Gebelikte hangi tarama testlerini yaptırmalı?
Sağlık uzmanınız, hamileliğiniz sırasında size
bir dizi tarama ve tanı testleri sunacaktır. Bazıları basit kan testleriyken,
diğerleri daha girişimsel ( invazif) prosedürler olabilir – ve tümü isteğe
bağlıdır. Herhangi bir testi kabul etmeden önce, sağlık uzmanınıza bunun ne
olduğunu, nasıl yapıldığını ve testin kendisinin herhangi bir şekilde riskli
olup olmadığını ve sonuçların size neler söyleyeceğini sorun. Doğum öncesi
testlerin çoğu, tanısal amaçtan çok
tarama amacını içerir. Tarama testleri, belirli koşullara yönelik riskleri
anlamanızı sağlar. Fakat sadece tanısal
testler bebeğinizin bir sorunu olup olmadığını kesin olarak söyleyebilir. İlk
üç ay sırasındaki bazı seçenekler, aşağıdaki gibidir
1. Trimester (
11-14. hafta ) kombine tarama testi: Bu nispeten yeni tarama testi,
sizin kanınızda bulunan iki
proteinin ( PAPP- A ve free BHCG) ölçümüyle , bebeğinizin ultrasonla saptanan
ense saydamlığı ( NT = gelişmekte olan bebeğinizin boynunun arkasındaki dokuda
yer alan ve lenf sıvısı içeren bölme ; ultrason kullanarak ölçülür) değerini
kombine eder. . Bu tarama, hamileliğin
11. haftası ile 13. haftanın sonuna doğru yapılabilir. İlk trimester kombine
tarama, size bebeğinizin Down sendromlu olma ihtimali hakkında bilgi verir ve
bebeğinizin başka birkaç soruna yönelik daha büyük bir risk altında olup
olmadığına ilişkin fikir verebilir. Tarama, tamamen risksizdir ve
düşük riskini hafifçe arttıran koryon villus biyopsisi (CVS) ya da
amniyosentez gibi girişimsel testlerin gerekli
olup olmadığına karar vermenize yardımcı olabilir.
Koryon
villüs biyopsisi: Bu tanısal
test, plasentadan hücrelerin alınmasını gerektirir ve bu plasentadan
alınan az miktardaki dokular genetik analiz için bir laboratuara gönderilir.
CVS, bebeğinizde yüzlerce kromozomsal anormalliklerden ya da diğer genetik
kusurlardan birisinin olup olmadığını belirler ve girişimsel bir testtir. Genellikle 11. ve 12. haftalar arasında olmak
üzere ilk üç aylık dönemde yapılır ve 16. ve 20. Haftalar arasında yapılan ve
amniyosentez adı verilen başka bir tanısal genetik testin daha erken zamanda
gerçekleştirilen bir alternatifini teşkil eder. Yüzde bir ile ikiyüzde bir
arasında bildirilen düşüğe yol açma riski mevcuttur.
Yorgunlukla ve bitkinlikle başa çıkmak
için ipuçları:
§ Erken
yatın. Saat 8’den sonra gözlerini açamadığınızı hissederseniz, bu durumla başa
çıkmaya çalışmayın. Bu haftalarda dinlenmeniz gerektiği için erken uyumak çok
faydalıdır.
§ Gün içinde biraz şekerleme yapın. 15 dakika
bile günün üstesinden gelmeye yardımcı
olabilir.
§ Kendinizi biraz rahatlatma yolları
düşünebilirsiniz. Ev dışında çalışıyorsanız, bir gün izin almayı düşünün.
Benzer bir şekilde, evde kalan bir anneyseniz, eşinizden, bir arkadaşınızdan
veya akrabanızdan çocuklarınızı bir günlüğüne almasını rica edin.
§ Doğru beslendiğinizden emin olun. İyi
dengelenmiş bir diyet, enerjinizi arttırabilir.
§ Biraz egzersiz yapın. Yorgunken bu size zor
görünebilir ama apartmanın çevresinde birkaç tur atarsanız, ne kadar daha iyi
hissettiğinize şaşıracaksınız.
Dr.
Deniz Gökalp
Kaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder