12 Mart 2012 Pazartesi

Hafta Hafta Hamilelik - 12. Hafta


Bebeğiniz nasıl gelişiyor:
Bebeğiniz bu hafta ( baş- popo mesafesine göre) yaklaşık beş altı santimetre   (yaklaşık bir  limon büyüklüğünde) ve ağırlığı neredeyse 14 gramdır. Bebeğinizin parmakları kısa süre içinde açılıp kapanmaya başlayacak, ayak parmakları kıvrılacak, göz kasları yumulacak ve ağzı emme hareketi yapacaktır. Aslında, karnınıza dokunursanız, bebeğiniz cevap olarak kıpırdayacaktır fakat siz bunu henüz hissedemezsiniz. Artık barsakları göbek kordonunun yan tarafından, karnın  içine doğru geri döner. Böbrekleri, idrar torbasına idrar salgılamaya başlayacaktır. Bu arada, sinir hücreleri hızla çoğalmakta ve bebeğinizin beyni hızla şekillenmektedir. Yüzü artık daha çok  insan yüzüne benzer: Gözleri, başının önünden yanlara doğru kaymış ve kulakları, gereken yere yerleşmiştir.
Sizin hayatınız nasıl değişiyor:
Rahminiz artık pelvis ( leğen kemiği ) içinde bir organ olmaktan çıkıp , büyüyerek , alt karnınızda hissedilebilen bir organ haline gelmiştir. Artık siz de  belinizin kalınlaştığını ve bol ve daha az kısıtlayıcı giysiler içinde daha rahat ettiğinizi  fark etmişsinizdir.
Göğüs kemiğinizin altından gırtlağınızın altına uzanan bir yanma hissi şeklinde kendini gösteren mide yanmasını (reflü adı da verilir) hissetmeye başlayabilirsiniz. Kadınların çoğu, ilk kez hamilelik sırasında mide yanması yaşarken, önceden mide yanmasıyla karşılaşanlar durumun daha kötüye gittiğini düşünebilir. Hamilelik sırasında, plasenta, yemek borusuyla mideyi ayıran kapağı gevşeten " progesteron" hormonu üretir. Mide asidi, özellikle uzanırken, yemek borusuna geri sızabildiği için rahatsızlık verici yanma hissine yol açar. Birçok kadın için bu sorun, büyümekte olan rahmin mideye baskı yaptığı ileri hamilelik safhalarına kadar başlamaz .
 İkili test- üçlü (dörtlü test) yaptırmalı mıyım ? Amniosentez hangi durumda gerekli?
Doktorunuz size muhtemelen  11-14. gebelik haftaları arasında ikili tarama testinden bahsedecek ve yaptırmanızı önerecektir. Bazen de 16-19. gebelik haftaları arasında  yapılan üçlü ( son zamanlarda üçlü teste eklenen bir madde ile adı dörtlü test olmuştur) teste yönlendirebilir. Aslında tüm bu testler aynı amaca hizmet eden tarama testleridir ve şunu taramaya yararlar: Bebeğinizde başta Down Sendromu olmak üzere kromozom bozukluğu olma ihtimali ( riski) nedir? Başka bir deyişle tüm bu tarama testleri ( ikili- üçlü- dörtlü)kesin bir tanı testi değil, bebeğinizde kromozomal bozukluk ola olasılığının düşük mü yüksek mi olduğunu belirtir. Sonuçları hiçbir zaman  kesin var veya yok olarak yorumlanamaz.

İkili testte  gebeliğinizin 11-14. haftaları arası,bebeğinizin  ultrasonografiyle “Ense saydamlığı” denen boynunun arkasındaki sıvı tabakası ölçülecek ( Bkz Şekil-1) ve aynı gün sizden alınacak kanda bakılacak iki hormon değeriyle bu ölçümden elde edilen sonuç kombine edilerek Down Sendromu ve diğer benzer kromozomal hastalıklar  için bir olasılık hesaplanacaktır. Bu değer sınır değerin altında ise “yüksek risk”, üstünde ise “düşük risk “olarak sonucunuz size bildirilecektir.
 Şekil 1. Ense saydamlığı (NT) ölçümü 
Üçlü ( Dörtlü) test: Gebeliğinizin 16-19. haftaları arası ultrasonografiyle bebeğinizin baş ölçümü yapılıp aynı gün sizden alınan kanda üç veya dört hormonal değere bakılması esasına dayanır. Sonuç yine size olasılık olarak bildirilecektir, sözgelimi “ Bebeğinizde Down Sendromu olma olasılığı 1:1000 ( Binde bir )” gibi..

Amniosentez 16. ve 20. haftalar arasında yapılan, girişimsel bir tanı testidir. Gelişmekte olan bebeğinizde  Down Sendromu gibi kromozomsal bozuklukların tespit edilmesinde yüzde 99’dan fazla doğruluk sağlar. Ayrıca, kistik fibroz, orak hücre anemisi, Tay-Sachs hastalığı ve nöral tüp defektleri gibi başka yüzlerce genetik bozukluğu da belirleyebilir . Amniyosentezin girişimsel  bir işlem   olması ve az da olsa(200 ile 300 de bir) düşük yapabilme riski taşıması sebebiyle, bunun rutin değil,  genetik ve kromozosal sorunlara yönelik artmış riski  olan kadınlara uygulanması gerekir. Yani tarama testlerinde yüksek risk bulunmuş olan,veya ultrasonografiyle bebekte şüpheli bulgular saptanmış olan  doğurduğunda 35 yaşın üzerinde olacak olan , yakın ailesinde veya önceki gebeliklerinde  kromozom hastalıklı birey bulunma/doğurma öyküsü olan bayanlar..



Amniosentez  prosedürü nasıldır?
Amniosentez işlemi yaklaşık 30 dakika süren  (sıvıyı çekmek genellikle 30 saniyeden az sürer) ;doktorunuzun ultrason yaparak  , iğne giriş  yeri için bebekten ve plasentadan uzak, güvenli bir mesafede belirledikten sonra , sürekli ultrason rehberliği altında, az miktarda amniyotik sıvı almak için karnınızdan rahim duvarınızın içine uzun, ince, delikli bir iğne sokmasıdır. ( Bkz. Şekil 2)Bu prosedür sırasında biraz kramp, sıkışma veya baskı hissedebilirsiniz. Genellikle iyi tolere edlir ve duruma göre değişmekle beraber 3ile 7 gün içinde tamamen eski aktivitelere dönülebilir. Tecrübeli ellerde düşük oranı 300 de bir olarak rapor edilir.

 Şekil 2. Amniosentez islemi 

Bu testi yaptırıp yaptırmamaya nasıl karar verebilirim?
 Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları  bütün gebe hastalarına  ilk ve ikinci trimester ( 11-14 ve 16-20. hafta ) tarama ve teşhis testlerini  sunmalıdır. Hekiminiz ya da genetik danışmanınız, sizin için mevcut yaklaşımların avantajlarını ve dezavantajlarını tartışmalıdır. Fakat eninde sonunda test yaptırıp yaptırmamak kişisel bir karardır.
Birçok kadın,öncelikle  tarama testlerini ( ikili- üçlü- dörtlü testler) seçer ve bunların  sonuçlarına  dayalı olarak düşük ya da yüksek riske  sahip olduklarını öğrenir. Yüksek risk taşıyan hastalara tanısal  testler ( Koryon villüs biyopsisi= CVS veya amniosentez ) önerilir Bazı durumlarda ise öncelikle tarama testini yapmayıp direk tanısal testlerin de uygulandığı olur  (Kromozomsal bir sorun ya da taramayla tespit edilemeyen bir durum yönünde büyük risk taşıyan , ileri yaşta( 35 den büyük) olan  – veya bebeklerinin durumu hakkında mümkün olduğu kadar bilgi sahibi olmak isteyen anne adayları )Bazı kadınlar ise hiçbir  tarama ya da tanısal test yaptırmayı istemeyebilir.




Dr. Deniz Gökalp Kaya



10 Mart 2012 Cumartesi

HOŞGELDİN DERİN


Annesi babası sonunda güzel kızları Derin' e bugün kavuştular. Ne zaman gelecek diye heyecanla beklerken Derin bu sabah  Maslak Acıbadem Hastanesi'nde doktoru İbrahim Bildirici' nin ellerinde anne ve babasına merhaba dedi. Bekleyiş sona erdi. Gülen gözlerdeki sıcaklık mutluluğun en güzel göstergesiydi. Ailene getirdiğin mutluluk ömrün boyunca seninle olsun.Hoşgeldin Derin.
                                        10.03.2012-  08:01-  3,165-  gr 51 cm

8 Mart 2012 Perşembe

Can Abi Oldu!

www.dugundogum.com
03 Mart Cumartesi Sabahı 2,5 yıl önce doğum fotoğraflarını çektiğim Can'ın kız kardeşi Esma 'nın doğum fotoğraflarını çekmek için Fulya Jinemed Hastanesi'ndeydim.
Abisi gibi Esma da Prof.Dr. Teksen Çamlıbel'in kollarında dünyaya merhaba dedi...
Esma bana tombik yanaklarıyla abisinin doğum anını hatırlattı..Elbette bir çok bebek gördüğüm için doğum hallerini hatırlamam pek mümkün değil ama çektiğim fotoğrafları işlerken de hafızama öyle bir kazıyorum ki bebeklerin ilk hallerini fotoğraflardan hatırlayabiliyorum.Esma'da abisi gibi yuvarlak hatlı, çekik gözleriyle Can'a çok benziyordu.
Esma Can'ı güzel bir bisikletle karşıladı, abimiz biraz şaşkındı.
Can,
Önce bisikletini inceledi sonra Esma'yı.
Yavaş yavaş yakınlaştı...
Kardeşinin üşümüş ayaklarına çorap giydirdi...
Onu karyolasında yatırmaya karar verdi...
Aralarındaki ilk bağ kuruldu.
Ben de seyrettim....
Ustacı Ailesine çocuklarıyla birlikte sağlıklı, mutlu, huzurlu günler diliyorum...
Damla Akın

Kadın Sorunlarına Karşı “Her Ses Bir Nefes”

































8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN.
Bir sergi haberini paylaşalım....

Polisan Boya’nın katkılarıyla ilk kez gerçekleştirilen, proje tasarımı ve sanat yönetmenliğini Kenan Bahadır Derre’nin üstlendiği “Her Ses Bir Nefes” adlı sosyal sorumluluk projesi, mesleklerinde başarıları ve güçlü duruşlarıyla takdir kazanmış 58 ünlü kadını bir araya getirdi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsiciliğinin teknik destek verdiği projenin fotoğrafları Serhat Hayri (Studio Plus) ve Tayfun Çetinkaya (Bird Office) tarafından çekildi.
“Her Ses Bir Nefes” projesi kapsamında düzenlenecek olan fotoğraf sergisi tüm Türkiye’de kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekmeyi ve kamuoyunu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Proje kapsamında Polisan Boya tarafından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın Dayanışma Merkezi Ofisi ve Kadın Sığınak’larının yenilenme çalışması ve tadilatı yapılacak.
Fotoğraf çalışması için her sanatçı iki farklı konsept için poz verdi. İlk konseptte yüzlerini stretch filmle kapatan sanatçılar susturulmuş ve sindirilmiş kadınları simgelerken ikinci konseptte sessiz çığlıklarıyla tek nefes oldular. 58 ünlü kadın fotoğraflarını toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çocuk gelinler, eğitim eksikliği, sağlık sorunları, taciz, aile içi şiddet, ekonomik bağımlılık gibi konulardaki cesur sosyal mesajları ile destekledi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında gerçekleşecek fotoğraf sergisi, Polisan Boya ve Rönesans Alışveriş Merkezleri’nin (İstanbul Kozzy Alışveriş ve Kültür Merkezi, İstanbul Optimum Outlet, Ankara Optimum Outlet ve Adana Optimum Outlet) katkılarıyla üç şehir ve dört farklı noktada aynı gün, aynı saatte sergilenmeye başlanacak. Daha sonrasında Türkiye’nin çeşitli illerinde de sergilenmeye devam edecek.
Projeye destek veren; Açelya Akkoyun, Akasya Asıltürkmen, Aslı Omağ, Ayça İnci, Aydan Kaya, Aydilge, Ayşe Ertaş, Ayşen İnci, Bennu Yıldırımlar, Beste Bereket, Betül Arım, Betül Demir, Billur Kalkavan, Birsen Dürülü, Ceren Taçan, Deniz Özerman, Deniz Pulaş Akkartal, Didem Balçın, Didem İnselel, Didem Soydan, Dilek Yorulmaz, Duygu Yetiş, Ebru Üstüntaş, Ece Gürsel, Ece Uslu, Elif Güvendik, Emel Çölgeçen, Fatoş Kabasakal, Fulya Zenginer, Goncagül Sunar, Grup Hepsi, Gülçin Şantırcıoğlu, Gümeş Emir, İncilay Şahin, İpek Tanrıyar, Lale Cangal, Melis Sökmen, Meltem Sırtıkara, Mine Çayıroğlu, Mine Tugay, Nilbanu Engindeniz, Oya İnci, Özge Borak, Pelin Akil, Pelin Batu, Sacide Taşaner, Sedef İybar, Sevtap Ünal, Sinem Güven, Sumru Yavrucuk, Şebnem Özinal, Şule Erden, Türkü Turan, Yasemin Hadivent, Yasemin Öztürk, Yeşim Gül, Zeliha Sunal, Zeynep Mansur gönüllü olarak yer aldı.
Sergi İstanbul Kozzy Alışveriş ve Kültür Merkezi, İstanbul Optimum Outlet, Ankara Optimum Outlet ve Adana Optimum Outlet’te 8 -30 Mart tarihlerinde 10:00 – 22:00 saatleri arasında ziyaretçileri ile buluşacak.

5 Mart 2012 Pazartesi

Hoşgeldin DENİZ
























Bugün erken saatlerde çekim için gittiğim Fulya Acıbadem Hastanesi'nde Gülen bir yüz, ışıldayan gözler karşıladı beni. Aklımdan ilk geçen ne güzel annemizin gözlerinin içi gülüyor oldu....
Hiç tanışma fırsatı bulamayıp, sadece telefonla konuşarak randevulaştığımız, bir arkadaş vasıtasıyla bizimle irtibat kuran ailelerle ilk karşılaşmamız doğumun olacağı gün hastane odasında oluyor.Her iki tarafta acaba sorularının cevabı ise, ilk karşılaşmada aldığınız his oluyor.
İlerleyen saatler, doğum mucizesinin gösterdiği yakınlaşmayla sanki yıllardır tanışıyormuşsunuz  gibi aileden biri gibi ayrılıyorsunuz yanlarından.
Berrin Hanım'ın hamileliği öyle bildiğimiz 9 ay süren cinsten değil, o yaklaşık son 1,5 - 2 senesinin bazı dönemlerinde hamileymiş.Bazı talihsizlikler olmuş ama bugün güzeller güzeli kızları Deniz'e sağlıkla kavuştular.Tabiki bu yorucu bekleyiş anne-baba kadar yakın aileyi, doktorları Erbil Bey'i de çok etkilemiş olsa gerek herkeste başka bir hassasiyet vardı.. Hikayeyi öğrendiğimde beni de çok etkiledi, hamile olmamım da verdiği duygu yoğunluğu ile profesyonelliği bir kenara itip beni de ağlattı, fotoğrafları seçerken de devam etti.Elemek zor oldu uzaklardaki teyzesinede biraz torpil olması için bu sefer oldukça fazla fotoğraf paylaşıyorum.
Ameliyathanede Deniz'in çığlıklarına anne babasınınkiler karıştı. Berrin Hanım kızını kucakladı, bağrına bastı, güldü, ağladı, konuştu...Tüm duygular fotoğraflara yansıdı.
Ben de çektim...Her çektiğim fotoğraf oldu.
Gülbay Ailesi'nin bayram dediği bu günleri gibi tüm yaşamları kızları ile birikte bayram tadında geçsin. 
Hoşgeldin DENİZ....
Damla Akın



Hafta Hafta Hamilelik - 11. Hafta


Bebeğiniz nasıl gelişiyor:
Bebeğiniz bu hafta yaklaşlık 4-4.5 cm uzunluğundadır, büyüklüğü yaklaşık bir incir kadardır ve neredeyse tamamen şekillenmiştir. Elleri yakında açılacak ve avuç içlerinde kapanacaktır, minicik diş tomurcukları diş etlerinin altında görünmeye başlamakta ve bazı kemikleri sertleşmeye doğru ilerlemektedir. Tekmelemeye ve gerinmeye çoktan başlamıştır .  Bu hareketler, vücudu büyüdükçe ve daha gelişmiş ve işlevsel bir düzeye geldikçe sıklaşacaktır. Bebeğinizin akrobatik hareketlerini bir-iki ay boyunca hissetmeyecek, diyaframı şekillenmekte olduğu için şu anda  muhtemelen gerçekleşen hıçkırıklarını henüz fark etmeyeceksiniz. 
Sizin hayatınız nasıl değişiyor:
Genellikle , bu hafta itibariyle   biraz daha enerjik hissediyor olmalısınız ve bulantınız azalmaya başlıyor olmalı. Ancak, sindirimi yavaşlatabilen hormonal değişikliklerden dolayı kabızlıktan ve yine  mideniz ve yemek borunuz arasındaki kapağı gevşeten  hormonlar nedeniyle mide yanmasından şikayetçi de olabilirsiniz.
Bulantınız nedeniyle , sağlıklı gıdaları fazla tüketemediyseniz ya da henüz fazla kilo almadıysanız endişelenmeyin (Birçok kadının  ilk üç aylık dönemde aldığı kilo sayısı, sadece bir ila üç arasıdır.) İştahınız yakında geri geleceği için bir haftada yaklaşık  yarım kilo almaya başlayacaksınız.
Hangi semptomların normal olduğunu ve hangilerinin birşeylerin yolunda gitmediğinin işareti olabileceğini öğrenin. Muhtemelen şu soruların yanıtını merak ediyorsunuz: Dans dersine gitmeye devam edebilir miyim? Arabamdaki hava yastıkları bebeğimi incitir mi? Şu anda hangi soğuk algınlığı ilaçlarını almam güvenli olur? Hamilelik sırasında nelerin güvenli olup olmadığını doktorunuza danışarak öğrenin.
Hamilelikte gıda güvenliği :
Hamilelikteki riskli gıdalar hakkında muhtemelen birçok uyarı duymuşsunuzdur. Bazı gıdaların bebeğiniz için potansiyel bir risk oluşturabileceği doğrudur ama bunların büyük çoğunluğu güvenlidir ve gıdaya bağlı olumsuzluk geliştirme riski çok düşüktür. Güvenli tercihler yapabilmeniz için gıda güvenliği hakkındaki gerçek sonuçlar aşağıda sunulmaktadır.
Hamilelik sırasında hangi gıdalardan uzak durmalıyım?
Hamilelik sırasında bazı deniz ürünleri endişe yaratır,  çünkü bunlar çocuğunuzun gelişmekte olan beynine zarar verebilen metil cıva gibi önemli seviyede toksinler içerebilir. Öte yandan, deniz ürünleri yemenin faydaları da vardır: Deniz ürünü, iyi bir protein kaynağıdır ve bebeğinizin görüş ve beyin gelişimi için faydalı olabilen bazı omega-3 yağ asitlerinin başlıca kaynağıdır. Önemli olan, en düşük seviyede toksin içeren balıkları seçmek ve bunları yerken aşırıya kaçmamaktır.
Metil cıvaya maruz kalma düzeyinizi en aza indirmek için, köpek balığından, kılıçbalığından, orkinostan, uskumrudan ve kiremit balığından (mercan balığı da denir) tamamen uzak durmanızı tavsiye edilmektedir. Haftada , 350 gram (yaklaşık iki porsiyon) kadar balığın  güvenle yenebileceği belirtilmektedir. Konserve ton balığı tehlike içermiyor gibi gözükmektedir
Ayrıca, balığın güvenli olmayan cıva seviyelerine ve diğer kirleticilere sahip sulardan gelmediğinden emin olunmalı, ayrıca çiğ ya da pişmemiş balıklardan kaçının (pişmemiş füme ya da salamura balıklar dahil) kaçınılmalıdır. Sizi hasta edebilen ve gelişmekte olan bebeğinizi muhtemelen etkileyebilen bakterileri ya da parazitleri barındırıyor olabilir.
 Kaçınmanız gereken diğer besinler pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri (peynir) , kaz ciğeri ezmesi, çiğ ya da pişmemiş kırmızı ve beyaz et, soğuk şarküteri etleri ve (Sezar salata sosu, Hollanda sosu ve kurabiye hamuru gibi) çiğ yumurta içeren gıdaları içerir çünkü bunlar zararlı bakterileri barındırıyor olabilir.
Hangi içeceklerden uzak durmalıyım?
 Alkol hamilelik sırasındaki en açınılması gereken içecektir. Kan dolaşımınızdan bebeğinize hızla geçer ve günde bir içki bile bebeğinizde sorun olma riskini arttırabilir. Hamilelik sırasında bilinen güvenli alkol miktarı olmadığı için alkolden tamamen kaçınmak, en iyisidir. Diğer uzak durulması gereken yiyecekler  pastörize edilmemiş meyve suyu ve süttür. Bu içeceklerin bebeğinize ve size zarar verebilen koli basilini ya da diğer bakterileri içermesi yönünde  risk mevcuttur
 Kafeinden hamilelik sırasında uzak durulması gerektiğini duymuş olabilirsiniz ama aslında aşırıya kaçmadan içmenizde sakınca yoktur. Araştırmaların çoğu,  kafeinin plasentadan geçtiğini ama aşırıya kaçmayan miktarlarda (günde 300 miligramdan az) kafein almanın bebeğinize zarar vermeyeceğini göstermektedir. Bu miktar, yaklaşık 200 gramlık iki ila üç fincan arası kahveye eşittir. (Bununla beraber, çok sert harmanlanmışsa 200 gramlık sadece bir fincan da buna eşittir). Ayrıca, kafeinin çikolata, çay, kola ve diğer birçok meşrubatlarda da mevcut  olduğunu unutmayın.
Kendimi gıda zehirlenmesinden nasıl koruyabilirim?
Ø Kırmızı ve beyaz etlerin ve balıkların tümünü tamamen pişirin. Etin  ortasındaki pembelik gidinceye kadar pişirmek doğrudur.
Ø  Sıcak buhar çıkarıncaya kadar pişirilmedikleri takdirde, soğuk mezeleri ya da şarküteri etlerini, soğutulmuş kaz ciğeri ezmesini veya ezme etleri veya soğutulmuş füme ya da salamura balıkları yemeyin (örneğin, pizzanın üzerinde veya güveçte veya tostun içinde).
Ø  Yemekleri iki saatten fazla dışarıda tutmayın. Tekrar yemeden önce buharı çıkıncaya kadar yeniden ısıtın.
Ø  Pişmemiş etleri diğer besinlerden uzakta tutun.
Ø  Meyvelerin ve sebzelerin tümünü iyice yıkayın ya da soyun.
Ø  Besinlerinizi kirletmemek için, temiz sebze ve meyvelere veya pişmiş etlere dokunmadan önce, ellerinizi – ve yıkanmamış sebze ve meyvelerle temas eden tüm yüzeyleri – yıkamak için sıcak sabunlu su kullanın.
Ø  Özellikle ambalajı açtıktan sonra, “son kullanma tarihi” geçmemiş olsa bile, çabuk bozulan ve tüketime hazır gıdaları satın aldıktan sonra mümkün olduğunca kısa süre içinde tüketin.


Dr. Deniz Gökalp Kaya